Ana içeriğe atla

TOP TEPENİN GİZEMİ

      Tarlada işlerim bitmek üzereydi, yaz sıcağının kavurup geçtiği bu topraklarda ürün almakta pek kolay değildi aslında.Biran kafamı kaldırdığımda Haydar ağabeyinin yanımdan geçtiğini gördüm elinde kazma kürek akşama doğru nereye gidiyordu .Seslendim bana dönüp selam verdi ,Hayırdır abi nereye böyle.Haydar ağabeyi fazla saklayamadı sırrını. Kolay gele gardaş dedi sana bir sır vereceğim emme kimseye söylemeyesin he dedi.Biraz şaşırmıştım işin doğrusu bu nasıl bir sırdı ki. Haydar ağabeyi yanıma geldi kulağıma eğilerek gece define çıkarmaya gidiyoruz top tepeye sen de gel istersen biraz düşündükten sonra yok sağol dedim hem ben çok yoruldum.

       Top tepe benim tarlama yakın bir yerdeydi anacak ben define falan aramaya vaktim yoktu yarın da yapılması gereken bir sürü işim vardı. Top tepe ye doğru baktım koca yaylanın ortasında minyatür bir tepeydi sanki doğa oluşumu değilde gerçektende insan yapımı gibi  duruyordu ,tıpkı bir yumurta kabuğunun yarısını kırıp koymuşsun gibi bir şekli vardı.Akşam eve gittiğimde elektiriklerin olmadığını fark ettim iyide dışarıda fırtına yok bir şey yok neden olmaz ki o gece sürekli gelip gittiği için elektirikleri kapatıp  uyudum.Sabah ezanında uyandım o gece çok fazla kabus gördüm çoğuda tepe ile alakalıydı sürekli birileri odama girip cıkmıştı sanki .Sabah günün ilk ışıklarıyla tepenin yolunu tutmuştum .Tepeye vardığımda gördüğüm tablo beni şok etmişti tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.Tepenin üzerinde sayabildiğim on tane çukur vardı biraz daha ayrıntılı baktığımda ise  yerlerde kan olduğunu fark ettim .Sanki tepedeki tüm taşlar yer değiştirmiş tüm otlar ise kurumuştu cukurların çoğunda kan vardı .İyide gece ne oldu ki tepede sanki hala daha birileri vardı eğer kulaklarım yanlış duymuyorsa bağırtılar geliyordu sanki birisi  acı çekiyordu.

        Ancak ses nereden geliyordu bir türlü bulamıyordum .İçim ürpermişti içimden bir ses hemen buradan uzaklaşmamı söylüyordu ancak merakımı daha giderememiştim . Tepenin her yerinde sanki birileri dolanmış gibi gözüküyordu iyide Haydar ağabeyiler dün dört kişi gitmişlerdi define için bu kadar kişi ne ara oldular bilemiyordum . Tepenin ayaklarımın altında titrediğini hissetdim , biranda çok keskin ve korkutucu bir ses  kulak zarımı patlatırcasına yakınımda bağırdı neye uğradığımı şaşırdım etrafıma baktım ve bir an burayı artık terk etmem gerektiğinin farkına vardım .Gece ne yaptılarsa  sanki paranormal bir olay olmuştu .Göremediğim bir güç açığa cıkmış gibiydi .Hemen köyün yolunu tuttum ve Haydar ağabeyinin evine doğru gittim .Eve vardığımda haydar ağabeyinin evine köyün hocasının girdiğini fark ettim .Bende hocayla beraber içeri girdim  gördüğüm  tabloya inanamadım. Haydar yatakta uzanmış kimseyle konuşmuyordu .

        Dün gece ne olduysa çok fazla etkilenmiş gibi görünüyordu  rengi o kadar soğumuştu ki hani nefes alıp gözlerini kırpıştırmasa öldü diyeceksin. Köyün hocası Mehmet efendi duasını okuyup muskasını yazdı.Bana iki dakika gelirmisin dedi yanıma .Tabi efendim gelirim dedim beraber dışarıya çıktık.Bana bakarak bak oğlum dedi.Dün gece Haydar ve arkadaşları ne yaptıysa çok kötü şeyler oldu gece sesleri benim kulağıma geldi.Her neye bulaştılarsa   bir süre etkisi altında   kalabilir .Bu sürede yanında kalın dedi.Tam arabasına binerken hocam diye seslendim.

       Kafamdan geçen soruyu sormam lazımdı.Mehmet efendi bana bakarak buyur dedi .Hocam dün gece siz o sesleri duyduktan sonra gittinizmi tepeye .Mehmet efendi bana bakarak izin verirsen eve gideyim yorgunum bütün gece bununla uğraştım diyebilirim,her yerde defineyi koruyan cinler vardı biraz  zor oldu işim dedi.Mehmet efendini kendine göre basit algıladığı olay beni gerçektende çok korkutmuştu.. Eve girdim ...            
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                            Haydarın yanına biraz konuşmak istesemde ağzını bıcak açmıyordu.Haydarın yanından ayrıldım  .Kafamda bir sürü soru vardı özellikle hocanın söylediği söz beni etkisi altına almıştı bile.Mehmet hocayı merakıma yenilip aradım tabi birazda çekiniyordum bana kıza bilirdi.Hocayı aradığımda karşılaştığım tepki beni şaşırtıp birazda sevindirmişti aslında.Oğlum bende tam seni arayacaktım benim yanıma uğra akşama doğru dedi .

       Akşam olunca hocanın evinimn yolunu tuttum .Hoca sanki benim geleceğim saati biliyormuş gibi ben kapıyı çalmadan o açtı kapıyı ,şaşırmıştım doğrusu.Gel evladım içeri buyur dedi.Bak seninle dün akşamdan biraz bahsedeyim belliki sen bu olayı merak ediyorsun .Bu olayı sen ben defineye giden 4 kişi biliyor değilmi tam anlamıyla dedi. Evet dedim.Bak evladım bu işlerle uğraşmak insanın başına müsibet ve şerden başka bir şey getirmez bu işlerden ne kadar uzak durursan o kadar iyi olur dedi.

     Bana bakarak sen dün akşam rüyanda ne gördün dedi .Ben kendimden emin bir şekilde o tepeyi ve gördüğüm kabusları anlattım.Hoca sakalını sıvazlayarak yüzüme baktı.Evladım akşamki yaşanan olayda seni de gördüm tepede o kadar suretin içerisinde seninki de vardı dedi.Ben şaşırmıştım iyide benimle ne alakası var dedim kendi içimden .Hoca içimi okuyordu sanki.Evladım senin alakanı daha çözemedim ama gece  seninle beraber gideceğiz o tepeye ve o çukurları beraber kapatacağız dedi.Gece olmasını sabırsızlıkla bekledim.  Yatsı namazından sonra yola koyulduk .Tepenin yoluna girdiğimizde hoca yavaşladı ve bana bakarak.Evladım eğer çukurları kapatırken ben bayılırsam veya konuşamazsam veya beni engelleyen bir durum olursa bu süreleri okursun.

       Elindeki kağıtları bana uzattı ve tepeye doğru tekrardan yola koyulduk.Tepeye varmıştık hoca arabadan çıkarken bile duayı eksik etmiyordu dilinden.Bir anda karşıdan bize doğru gelen yüzlerini seçemediğim ve dillerini almadığım gölgeler yaklaşıyordu  çok korkuyordum. Tepe sanki hareket ediyordu ayakta zor duruyordum bir anada yüzüme öyle sert bir rüzgar çarptı ki sanki rüzgar bizi şamarlıyor gibiydi.Üzerimde çok fazla basınç hissetmeye başlamıştım burnum kanamaya başlamıştı . Hoca bir yandan okuyor bir yandan da parmağıyla çukuru gösteriyordu.

       Çukura yöneldim kapatmak için o kadar zor hareket ediyordum ki zar zor çukurun yanına geldim. tam çukuru kapatırken çukurun içinden çıkan eller beni içine çekmeye çalışıyordu bağırıyor dua ediyordum ama bir türlü kafamı çıkaramıyordum o çukurdan ve sırtımdan bir el beni kavrayıp geri çekti  hoca olduğunu fark ettim .Hoca okumaya devam etti ve çukurları sırayla kapatıyorduk  Her kapattığımız çukura hocanın yazmış olduğu yazıları yerleştiriyordum.son iki çukura gelmiştik ancak hoca bir anda bayıldı.Ben   neye uğradığımı şaşırmıştım bir an arkamı dönüp kaçmak istesem de sanki tepe bilmediğim bir yere taşınmıştı hemen cebimden hocanın vermiş olduğu duayı okudum ve çukurları bir taraftanda elimle kapatmaya çalışıyordum .

      Bir an kafamı kaldırdım ve karşımda kendimi gördüm o an neredeyse bende bayılacaktım ama ney seki kendimi kontrol edebiliyordum kafamı eğdim bakmamaya çalıştım . Bir anda ellerimin kontrolünü kaybetmiştim kendim boğuyordum .Hocanın bir anda bağırarak bir şeyler söylediğini duydum tekrardan ellerimin kontolünü kazanmıştım.Çukurları kapattım hocayı yerden kaldırarak arabaya doğru yöneldi zaten üzerimdeki ağırlık kalkmıştı rahat hareket edebiliyordum. Eve vardık .Hoca bana bakarak sen çok cesur bir adamsın dedi başkası olsa baş edemezdi dedi.Benim aklımda hala daha benim süretime girmiş olan o varlık vardı.Neden benim suretime girmişti kendime soruyordum ama bir türlü bulamıyordum.

       Hocaya dönüp bu soruyu yöneltim .Hoca bana bakarak tebessümlü bir şekilde o gün sen neredeydin dedi .Tarladaydım dedim .Peki sen o gün bir şey öldürdünmü.Evet dedim,yılan öldürdüm zehirli bir yılandı.Hoca bana bakarak bak evladım cinler bazen bir şeylerin suretine girer bu hayvanda olabilir insanda olabilir belli ki sen onlardan birini öldürmüşsün dedi.,,,,
   
     
1.bölüm için tıklayın
2.bölüm için tıklayın
3.bölüm için tıklayın

Yorumlar

  1. oooooo vay be. devamını bekliyorum arkadaşım. :) Kalemine sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. devamı gelecek merak etmeyin semanur hanım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Paulo Paolides ve MAVİ KÖŞK

   Paulo Paolides kimdir? Kendisi İtalyan asıllı bir Rum. Kıbrıs'ta doğmuş ve burada avukatlık yapıyormuş. Çok güzel bir meslek değilmi, insana saygınlık katıyor. Yeri geliyor çaresizlerin haksızlığa uğramış insanların sesi oluyorsun .Hadi  Paulou yakından tanıyalım . Paulo   nun o meşhur köşkünden başlayarak anlatıyım hani şu tabanca şeklinde olan veya köşkten limanı görüyorsun da limandan bakıldığında köşk görülemiyor.Hadi bunları da keçdim nasıl bir insan köşk ün içine gizli bölmeler   koyar veya  köşkü kim yaptı her şeyden önce  bilinmiyor . Hayır hayır bir dakika kafam karıştı  Paulo  bir avukat değilmiydi?  Paulo  aslında avukat değildi silah kaçaksı evet yanlış duymadınız . Paulo  hatta bir cani kana susamış bir canavar insanları öldürmekten zevk alan onların kanıyla beslenen bir sülükten farksız .Benim için insan öldüren bir adam iyi olamaz hangi ırktan olursa olsun.  Paulo  nun  şu köşkünd en bahsedeyim ...

ATARLI MOTİVASYON

Hey bencil pislik sana diyorum evet sen sağa sola bakma sana diyorum o suratındaki aptal gülümsemeyi kesip beni dinlemeye ne dersin. Sana nasihat vermek ne hattime sen zaten çoğu şeyi biliyorsun değil mi,hatta benden daha fazla bilgiye sahip olabilirsin . Bak dostum hayatta bazı şeyleri başaramadin  belki hala daha kaybediyor olabilirsin .Yani ne istediysen başardın mi gerçekten .Biraz gerçekçi ol ve şu bencil beynine birşeyler sokmama izin ver.Yani sana onu yap bunu yap demeyeceğim yada Tolstoy un da dediği gibi saat akşam onda uyu sabah beşte kalk ara öğün yeme tatlı yeme vs de demeyecegim, çünkü senin unun, yağın , şekerin hazır helvayı yapmak için bekliyorsun  artık helva yapman gerekiyor .Aslında sen  yaptım yada yapamadım veya başardım yada başaramadım a takılıyorsun işin aslı ne bilyormusun yaptım ,yapmadim bu ince çizgiyi anlayıp  kavrayabilirsen işet o zaman birşeylerin duzeldiğini görmeye  başlayacaksın .Senden düzgün doğru veya dürüst birisi olman...

ŞATAFATLI FAKİRLİK