Ana içeriğe atla

SU KUYUSU


              Bazen gözlerimi kapattığım zaman o gece aklıma geliyordu .O gece tepede olan olayları unutmam biraz zaman alacak gibi görünüyordu .Bu arada haydar ve arkadaşları iyileşmiş gündelik yaşamlarına devam ediyorlardı.Bu olaydan sonra kendime söz verdim sonu ne olursa olsun yardım isteyenin yardımına gidecektim.Zaten tepe olayından sonra hocadan çok benim adım duyulmuştu insanlar bana çok güvenmeye başlamıştı işin açıkcası . Ben ise yardım edebileceklerime gitmeye çalışıyordum .Yine kentten köye doğru giderken telefonum çaldı arayan numara belli değildi.                              
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                        Telefonu açtığımda gizemli bir ses beni karşıladı kim olduğunu bilmiyordum.Sizinle görüşmek istiyiorum dedi. Adresi alıp yola koyuldum. Nihayet eve gelmiştim beni evin dışında bir çocuk bekliyordu .Beni görür görmez koşup ailesine haber verdi.Nihayet o gizemli sesle tanışma fırsatı bulmuştum . Beni evine davet etti.Eve girdiğimde odada beni karşılayan bir gurup yaşca büyük adamlar oturuyordu.Ortada çitti bir mesele olduğu kesindi. Herkesle bir bir selamlaştıktan sonra köşeye geçip oturdum.Yaşça diğerlerinde büyük olan konuyu hafiften hafiften açmaya çalışıyordu.Ben biran atılarak sordum .Amcacım sorun nedir dedim.Bak hocam benim çocukluğumdan beri olan bir olay aslında. Her beş yılda dört yılda bir bu olay olur .Konuya nereden başlasam bilemiyorum .Dün gecede yine aynısı oldu .Sabah ahıra girdiğimde sanki atı gece boyunca ahırda birisi koşturmuş hayvan ter kan içinde kalmış Allah dan ahırını kapısı kapalıydı da atı dışarıya çıkaramamış dedi.Bahsettiği şey halk arasında biline al kası olabilirdi .Peki evde lahusa bir kadın var mı ? .Hayır yanıtıyla karşılaştım.Peki köyde lahusa bir kadın var mı dedim.Oradan biri atıldı evet var varda bu işin lahusa kadınla ne alakası var dedi. Burada bekleyin deyip evden dışarı çıktım ve hocamı aradım durum hakkında beni aydınlata bilecek ve kafamdaki pilanı söyleye bileceğim tek kişiydi.Telefonda bu konudan biraz bahsettim ve bana gerekli bilgileri ve bana vermiş olduğu yeşil muskayı boynundan çıkarma her ne olursa olsun dedi.Tekrar odaya girdim .Her kez bana bakıyordu sanki bu işin altından çıkabileceğime pek inanmıyorlar gibiydi.kafamdaki pilanı anlattım .Bakın ağalar köydeki lahusa kadını bu ahıra en yakın eve getireceksiniz ve evin kapısını da açık bırakacaksınız dedim.Hepsi birden karşı cıktı sen nereden göreceksin başımıza bela alacağız arkadaş böyle olmaz dediler.akşam çoktan olmuştu geceye kalmamak için,kalktım ağalar siz bir düşünün sonra yine konuşuruz dedim.Evden çıktım dışarıya adımım atar atmaz ahırdan gelen o acı at kişnemesi kulağıma takıldı .hiç bir şey düşünmeden koşar adım ahıra doğru yöneldim kapıyı hızlıca açtım.Feneri içeriye doğru hızlıca tuttum içerideki görüntü beni şoke etmişti .
Yüzünü tanımlayamadığım bir varlık attan inip sanki ellerini ve ayaklarını kullanarak koşuyordu.Saçları o kadar uzun ve ve karışıktı ancak beden olarak bir kadın vücuduna benziyordu şekli.Camdan atlayıp kaçtı .Bu varlığı hemen hemen tanımlamıştım bu halk arasında bilinen ismiyle al karısıydı .Camdan atlayıp nereye kaçmıştı .İçeri girdim ve hocanın bana vermiş olduğu ayeti atın kulağına okumaya çalıştım atın gözlerinde korku vardı.Atı sakinleştirdikten sonra yanımdakilere o anki cesaretle bu müsibetten kurtulmak istiyorsanız çabuk getirin lahusa kadını bu gece bu büyüyü çözecektim .Eve geçtim ve evdekilere pilanı anlattım. Ben dışarıda bekleyecektim içeride ise yan odada biri bekleyecekti uyumadan gerekirse sabah kadar bekleyecektik ancak lahusa kadın bu pilanı bilmeyecekti bir şekilde kandırıp getirin dedim. Allah dan kadın geldi o konuda bir sıkıntı yaşanmadı.Gece ilerlemişti gözlerim uykuya teslim olmaya başlamıştı.Birden içeriden bir keçinin çıktığını gördüm şaka gibiydi.Keçi o kadar hızlı çıktı ki içeriden zar zor takip edebildim gecenin karanlığında kayboldu sadece kaybolduktan sonra teneke sesi ve sonrasın dada çok cılız gelen su sesi duydum .Bu işin içinden nasıl çıkacaktım hiç bilemiyordum .Uğraştığım şey beni bazen korkutuyordu.Sabah namazından sonra tekrardan toplanıp istişare yaptık .İçeriye yan odaya koyduğum kişi görevini yapmıştı lahusa kadın uykusunda bağırmaya başlayınca içeri girmişti. Sabah Mehmet hocayı tekrardan aradım ve gece yaşadığım olayı ve duyduğum sesi anlattım .Mehmet hoca biraz düşündükten sonra keçinin gittiği yöne bak ve şu en son duyduğun sesi çıkarabilecek nesneleri bulmaya çalış dedi.Bu işi çözeceğime pekte inan masamda emin adımlarla dün sesleri duyduğum yere doğru yöneldim.
                                                                                                                                                                                Ve karşıma su kuyusu çıktı .Çok ilginç bir durumdu bu olay .İnsanlar bu su kuyusundan su içiyor .Kafam karışmış bir şekilde köyün yaşlılar heyetinden olan amcanın yanına gittim. Bak amca senden net bir kaç cevap bekliyorum dedim burada en aklı başında ve en çokta bilen sensin buna eminim. Bak amca şu su kuyusu ne zaman yapıldı ve yapılırken herhangi bir kavga anlaşamazlık veya başka bir olay oldumu.                                                                                                                                                                                                                                                                                                            Yaşlı amca biraz düşündü .Bu gördüğün su kuyusunu benim dedem ve kardeşi yaptırmış kuyuyu açarken kimse yardım etmemiş elleriyle kazarak kırk gün kırk gece çalışmışlar ve bu kuyuyu en sonunda açmışlar . Amca başka bir şey  oldu mu dedim.Bana gülümser bir suratla çok sabırsızsın evlat.Bak bir de bunların bir komşuları varmış kuyuyu açarken hiç yardım etmemiş yardım istedikleri halde.Amma velakin kuyu açıldıktan sonra komşu bu kuyudan su çekmeye başlamış .Dedem komşuyla tartışmışlar hatta kavga etmişler eee dedem kendine göre haklı .Amma velakin ebe adam allahın verdiği suyu kuldan niye saklarsın .O kavgadan sonra komşu köyü terk etmiş ve sonrada bu müsibetler başladı bizimkilere söyledim kaç kez ama bizi dinleyen yok ki.Ben seni dinliyorum amca merak etme dedim.Hemen herkesi çağırdım kuyunun başına ve kararımı açıkladım bu kuyunun bu gün ebediyen kapatılması gerekiyor.İlk bata karşı cıksalarda başka çareleri yoktu.Mehmet hocanın bana öğretmiş olduğu duayı okuyup elimdeki muskayı kuyuya inen tenekenin içine koydum ve yavaş yavaş indirdim.Sonrada hep birlikte kuyuyu kapattık en üstüne de bir çınar ağacı ektik bu çınar ağacı burada büyüsün ve kimse bir daha burayı kazmasın diye.                                                                                Köydekilerle bir bir selamlaştıktan sonra arabaya bindim ve telefonum çalıyordu sanki dejavu yaşıyordum.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                          
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    1.bölüm için tıklayın
2.bölüm için tıklayın
3.bölüm için tıklayın
                                                                       

Yorumlar

  1. Çok tebrik ediyorum seni Selami. Çok iyi yerlere geleceksin inanıyorum :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Paulo Paolides ve MAVİ KÖŞK

   Paulo Paolides kimdir? Kendisi İtalyan asıllı bir Rum. Kıbrıs'ta doğmuş ve burada avukatlık yapıyormuş. Çok güzel bir meslek değilmi, insana saygınlık katıyor. Yeri geliyor çaresizlerin haksızlığa uğramış insanların sesi oluyorsun .Hadi  Paulou yakından tanıyalım . Paulo   nun o meşhur köşkünden başlayarak anlatıyım hani şu tabanca şeklinde olan veya köşkten limanı görüyorsun da limandan bakıldığında köşk görülemiyor.Hadi bunları da keçdim nasıl bir insan köşk ün içine gizli bölmeler   koyar veya  köşkü kim yaptı her şeyden önce  bilinmiyor . Hayır hayır bir dakika kafam karıştı  Paulo  bir avukat değilmiydi?  Paulo  aslında avukat değildi silah kaçaksı evet yanlış duymadınız . Paulo  hatta bir cani kana susamış bir canavar insanları öldürmekten zevk alan onların kanıyla beslenen bir sülükten farksız .Benim için insan öldüren bir adam iyi olamaz hangi ırktan olursa olsun.  Paulo  nun  şu köşkünd en bahsedeyim ...

ATARLI MOTİVASYON

Hey bencil pislik sana diyorum evet sen sağa sola bakma sana diyorum o suratındaki aptal gülümsemeyi kesip beni dinlemeye ne dersin. Sana nasihat vermek ne hattime sen zaten çoğu şeyi biliyorsun değil mi,hatta benden daha fazla bilgiye sahip olabilirsin . Bak dostum hayatta bazı şeyleri başaramadin  belki hala daha kaybediyor olabilirsin .Yani ne istediysen başardın mi gerçekten .Biraz gerçekçi ol ve şu bencil beynine birşeyler sokmama izin ver.Yani sana onu yap bunu yap demeyeceğim yada Tolstoy un da dediği gibi saat akşam onda uyu sabah beşte kalk ara öğün yeme tatlı yeme vs de demeyecegim, çünkü senin unun, yağın , şekerin hazır helvayı yapmak için bekliyorsun  artık helva yapman gerekiyor .Aslında sen  yaptım yada yapamadım veya başardım yada başaramadım a takılıyorsun işin aslı ne bilyormusun yaptım ,yapmadim bu ince çizgiyi anlayıp  kavrayabilirsen işet o zaman birşeylerin duzeldiğini görmeye  başlayacaksın .Senden düzgün doğru veya dürüst birisi olman...

ŞATAFATLI FAKİRLİK