Ana içeriğe atla

ÇARESİZLİK



   
  Fahri yanımdan bir anda kaybolması beni telaşlandırmıştı, nasıl bir belanın içindeydim . Arabadan indim düşünmek için kendime zaman tanıyordum.Bir anda telefonum çaldı.Telefonu açtığımda.Mehmet efendi telefondaydı acilen yanıma gel evladım.Gelirken her ne olursa olsun arabayı durdurma hızlıca gel.Hemen arabaya atladım şoktaydım işler hiçte yolunda gitmiyordu ,   Fahriyi kayıp etmiştim ve Mehmet efendinin bu telaşlı konuşması olayların yolunda gitmediğinin kanıtıydı üçüncü bir şeyi kaldıramazdım arttık .Her şeye rağmen yola konsantre olmaya çalışıyordum.Gözlerim yolda olsa da beynim başka yerlerdeydi sanki.  
                                                           Bir anda yola yabani bir domuzun atlamasıyla frene asılıp direksiyonu kırdım .en son ağaca vurduğumu hatırlıyorum.Gözümü açtığımda Mehmet efendinin söylediği aklıma geldi .Arabadan çıkmam gerekiyordu ancak ayağım sıkışmış ve üstelik arabada ters dönmüş bir haldeydi .Emniyet kemerini açar açmaz kafamın üzerine düştüm . Sıkışan ayağım çıkmıştı ancak ayağımın   derileri soyulmuştu ,acı çekiyordum bir yandan da telefonumu cebimden çıkarmaya çalışıyordum .Telefonu cebimden çıkardım parmaklarım titriyordu olayın şokunu üzerimden atamamıştım .Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim .Telefonun şebekesi çekmiyordu yola zor bela kendimi attım bir umut  araba gelir diye.Ancak ne gelen vardı nede giden bir an çevreme baktığımda sanki çok garip  bir yere gelmiştim burası neresiydi gerçekten hiç bir fikrim yoktu Gece olmuş karanlık çökmüştü karanlıkla birlikte benim umutlarım tükenmişti artık . gözlerimi kapattım sonsuz bir karanlık. Gözlerim her kapandığında karanlık daha da büyüyordu . Bir an son bir kaç sene aklıma geldi yaptığım işler ne kadar doğruydu bilmiyorum .Mehmet efendinin o son söylediği söz  fahri neredeydi .Bir an hırıltı sesleri gelmeye başladı.Etrafıma bakındım kim o diye bir kaç kez bağırdım ancak cevap gelmedi sanki beni birisi sürekli izliyordu benimle oyun oynuyordu .bir anda yüzlerini seçemediğim gölgeler üstüme çullandılar ben dua okumaya çalışıyordum anca ağzım mühürlenmiş gibiydi. Gözlerimin yuvalarından çıkarmaya çalışıyorlardı bir anda her ikisini de çıkardılar çığlığım kısılmıştı bu öyle bir acıydı ki .bu bir daha görememenin acısıydı.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                     Birkaç problemden dolayı ve böyle yazılar yazmaktan sıkıldığım için final yapmak zorunda kaldım arkadaşlar.                                                                                                                                                                                                                1.bölüm için tıklayın
2.bölüm için tıklayın
3.bölüm için tıklayın                                                                                                                                                          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Paulo Paolides ve MAVİ KÖŞK

   Paulo Paolides kimdir? Kendisi İtalyan asıllı bir Rum. Kıbrıs'ta doğmuş ve burada avukatlık yapıyormuş. Çok güzel bir meslek değilmi, insana saygınlık katıyor. Yeri geliyor çaresizlerin haksızlığa uğramış insanların sesi oluyorsun .Hadi  Paulou yakından tanıyalım . Paulo   nun o meşhur köşkünden başlayarak anlatıyım hani şu tabanca şeklinde olan veya köşkten limanı görüyorsun da limandan bakıldığında köşk görülemiyor.Hadi bunları da keçdim nasıl bir insan köşk ün içine gizli bölmeler   koyar veya  köşkü kim yaptı her şeyden önce  bilinmiyor . Hayır hayır bir dakika kafam karıştı  Paulo  bir avukat değilmiydi?  Paulo  aslında avukat değildi silah kaçaksı evet yanlış duymadınız . Paulo  hatta bir cani kana susamış bir canavar insanları öldürmekten zevk alan onların kanıyla beslenen bir sülükten farksız .Benim için insan öldüren bir adam iyi olamaz hangi ırktan olursa olsun.  Paulo  nun  şu köşkünd en bahsedeyim ...

TOP TEPENİN GİZEMİ

      Tarlada işlerim bitmek üzereydi, yaz sıcağının kavurup geçtiği bu topraklarda ürün almakta pek kolay değildi aslında.Biran kafamı kaldırdığımda Haydar ağabeyinin yanımdan geçtiğini gördüm elinde kazma kürek akşama doğru nereye gidiyordu .Seslendim bana dönüp selam verdi ,Hayırdır abi nereye böyle.Haydar ağabeyi fazla saklayamadı sırrını. Kolay gele gardaş dedi sana bir sır vereceğim emme kimseye söylemeyesin he dedi.Biraz şaşırmıştım işin doğrusu bu nasıl bir sırdı ki. Haydar ağabeyi yanıma geldi kulağıma eğilerek gece define çıkarmaya gidiyoruz top tepeye sen de gel istersen biraz düşündükten sonra yok sağol dedim hem ben çok yoruldum.        Top tepe benim tarlama yakın bir yerdeydi anacak ben define falan aramaya vaktim yoktu yarın da yapılması gereken bir sürü işim vardı. Top tepe ye doğru baktım koca yaylanın ortasında minyatür bir tepeydi sanki doğa oluşumu değilde gerçektende insan yapımı gibi  duruyordu ,tıpkı bir yumurta kabuğun...

ŞATAFATLI FAKİRLİK